Ayasofya’nın kapısının kırılmasına ilişkin dava görüldü
4 mins read

Ayasofya’nın kapısının kırılmasına ilişkin dava görüldü

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’ ismi verilerek 24 Temmuz 2020 tarihinde ibadete açılan Ayasofya’nın içerisinde bulunan kapalı yere izinsiz giren sanık Atif Kasar’ın içeride bulunan kapıya zarar verdiği gerekçesiyle “ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme”, “konut dokunulmazlığını ihlal etme” suçlarından 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı dava görüldü.

İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya sanık Atif Kasar ve avukatı ile müşteki Tuncay Ramazan ve İstanbul Vakıflar Birinci Bölge Müdürlüğü avukatı katıldı.

Duruşmada söz alan müşteki Tuncay Ramazan, sanıktan kurum adına şikayetçi olduğunu söyleyerek, “Ayasofya sorumlu müdürü olarak kapının kırıldığı bilgisini aldığımda kameralardan inceleme yaptık. Kameralarda incelediğimiz ve görüntülerini tespit ettiğimiz şahıs huzurda bulunan kişidir” dedi.

KAPIYI KIRIP İÇERİDE 3 SAAT UYUMUŞ

Olay tarihinde Ayasofya Camisi’nde güvenlik görevlisi olarak çalışan Turgay Benek ise tanık sıfatıyla verdiği ifadesinde şunları söyledi;

*Akşam vaktinde görevi devralmıştım. Sabah saatlerinde cami içerisinde girilmemesi gereken bölümdeki kapının kırık olduğunu fark ettim. Buraya normalde herhangi bir kimsenin girmesi yasaktır.

*Olay hakkında bilgi edinmek adına kamera görüntülerine baktım. Bir erkek şahsın yaklaşık 10 dakika kapıyı zorladığını, kapıyı kırarak bu bölmeden geçtiğini ve üst kata çıkarak yaklaşık 3 saat kadar burada uyuduğunu gözlemledik.

*Biz daha sonra ilgili yerlere başvurduk. Zarar ile ilgili herhangi bir tespit yapılmadı. Bahse konu kapı tamir edilmemiştir. Kültür varlığı olduğu için bilirkişi raporunun gelmesi bekleniyor diye biliyorum.

BİLİRKİŞİ İSTEDİLER

Söz alan müşteki avukatı, Vakıflar Birinci Bölge Müdürlüğü olarak zarara uğrayan kapıda herhangi bir tamir işlemi yapmadıklarını belirterek, “Öncelikle bu kapının kültür varlığı olup olmadığı ve hasarın ne kadar olduğu yönünde tespit yapılması gerekir. Kültür varlığına direkt müdahalede bulunamayız. Öncelikle bahse konu kapının bir kültür varlığı olup olmadığı ve tarihi eser sınıfında ise buna göre bir zarar tespitinin bilirkişi marifeti ile yapılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

KÜLTÜR VARLIĞI OLUP OLMADIĞI ARAŞTIRILACAK

Mahkeme, ilgili Kültür Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, suça konu alanda sanık tarafından kırıldığı iddia edilen kapıdaki hasarın kültür varlığı olup olmadığı konusunda inceleme yapılarak, tespit edilmesinin istenmesine karar verdi.

Müzekkerenin cevabı geldiğinde gün beklenmeden, sanığa zararın giderilmesi konusunda ihtarda bulunulmasına karar veren mahkeme, olay anına ilişkin görüntülerin çözümü yapılması için dosyanın bilirkişiye gönderilmesine hükmetti.

OLAYIN GEÇMİŞİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 3 Temmuz 2022 tarihinde, saat 05.30 sıralarında şüpheli Atif Kasar’ın Ayasofya Camisinin içerisinde bulunan kapalı yere rıza dışı girdiği belirtilerek, suça konu kapıya zarar verdiği ve bunun kamera görüntüleri ve şüphelinin kısmi ikrarı ile sabit olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.

İddianamede ifadesine yer verilen şüphelinin, depresyon ilacı kullandığını, Ayasofya Camisine girdiğini, namaz kıldığını anlattığı aktarıldı. Şüphelinin ifadesinin devamında, namaz kıldıktan sonra cami içerisinde çıkışı bulamadığını, bir süre sonra uyuyakaldığını, kapıya zarar verip vermediğini hatırlayamadığını söylediği belirtildi.

İddianamede şüphelinin “ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme”, “konut dokunulmazlığını ihlal etme” suçlarından 1 yıl 6 aydan 5 yıla kadar hapis ile cezalandırılması talep ediliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir