Sol Parti Defne adayı Serbay Mansuroğlu: Hataylıların gerçek gündemi hayatta kalmak
İSTANBUL – Depremden sonra sol, sosyalist, demokratik kitle örgütleri Hatay’da gösterdikleri dayanışma ilişkilerini seçime taşıdı. AK Parti hükümeti tarafından yalnız bırakıldıklarını söyleyen pek çok Hataylı, CHP’li Hatay Belediyesi’nin de yıkımdan sorumlu olduğunu belirterek solun ortak aday göstermesini bekledi. Ancak sol, ortak aday çıkarma konusunda başarısız oldu. Hem Hatay hem de ilçelerindeki ortak adaylık tartışmaları Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayı Gökhan Zan hakkındaki iddialarla başka bir boyuta taşındı.
Hatay halkının ‘gerçek’ sorunları yerine isimler ve pazarlıkların konuşulduğu Hatay’da seçime günler kala, Sol Parti’nin Defne adayı Serbay Mansuroğlu ile konuştuk. Mansuroğlu, Hataylıların gündeminin seçim değil hayatta kalmak olduğunu belirterek, birlikte yönetmeye aday olduklarını söyledi. Mansuroğlu, seçilememeleri durumunda ise Defne’den güçlü bir muhalefeti örmeye yönelik zeminleri yaratmaya çalıştıklarını belirtti.
‘HATAYLILAR KENDİNİ ÇARESİZLİĞİN İÇİNDE BULDU’
Seçime sayılı günler kaldı. Hatay, sol açısından da adaylar çerçevesinde tartışılır hale geldi. Birkaç gün önce TİP’in adayı Gökhan Zan ile ilgili bir dizi iddia ortaya atıldı. Deprem sonrasında solun geniş dayanışma ilişkileri kurduğu bir kentte seçim, gerçek sorunlar yerine, yukardan ve magazin boyutuna ulaşan seçim atmosferine dönüştü. Defne’nin sokaklarında geziyorsunuz, Hataylılar bu tartışmalara nasıl bakıyor, nasıl tavır alıyor ve tercihleri değişiyor mu?
Sosyalist sol, deprem sonrası çok ciddi bir dayanışma inisiyatifi aldı. Bu da halk tarafından bir teveccühe neden oldu. Halkın soldan bir beklentisi oluştu. “Bizi bu sorunlardan kurtaracaksanız birleşin” dediler. Mahallelere gittiğimizde, ulaşım, sağlık, barınma sorunlarını görüyoruz. Ankara bizi yalnız bıraktı. AKP’nin baskıcı rejimini herkes biliyor. İşin kötü tarafı muhalefet partisi de Hataylıları yalnız bıraktı. Hem büyükşehirde Lütfü Savaş hem de ilçede İbrahim Güzel, enkazın kaldırılmasında, yaraların sarılmasında ortada yoklardı. Halk bu isimlerden kurtulacak odak arıyor. Biz de seçim sürecinde sorumluğa çağrı metni yayımladık. TKP ile görüştük. Ancak kırmızı çizgilerinin Hizam Hasırcı olduğunu dayattılar. 16-17 yapı TİP’in çatısında buluştu, isim dayatılması nedeniyle ortak aday çıkmadı. İnsanlar kendilerini yeniden bir çaresizliğin içerisinde gördü. TİP’in adayı daha önce DSP’nin adayıydı ve kent muhalefetini sürdürememiş bir isimdi. Ben 16-17 yıldır mücadelenin içerisindeyim. Sol Parti’nin deprem sürecinde gösterdiği faaliyetler temiz ve sıradan insanların gönlünü kazanacak işlerdi. Biz bu şehrin yaralarını sarmaya adayız. Defne’yi birlikte yönetelim istiyoruz. Seçime geç girdik ama hızlı yol aldık, ikinci parti olabiliriz. Biz kazanmayı istiyoruz. Solun alametifarikası, tek adam rejimine karşı halk için halkın çıkarına yönelik çalışmaktır. Bunu anlatıyoruz.
‘GÜNDEM HAYATTA KALABİLMEK’
Hataylıların gündemi seçim mi?
Aslında seçim değil. Gündem hayatta kalabilmek. Bir tarafta kanalizasyon patlamış, su yok, barınacak alan yok, yol yok, muhatap yok. Bu sorunları sol çözer. Halkın bakışı da böyleydi. Gelinen süreçte maalesef birleşme olmadı. Bize “Büyük gücü yenmeniz çok zor” diyorlar. Kendimizi anlatmaya çalışıyoruz. Sol partiler birleşemiyorsa halk birleşsin diyerek halkla beraber olduğumuzu söylüyoruz.
‘KAZANAMAZSAK GÜÇLÜ BİR MUHALEFET ÖRECEĞİZ’
Peki, olmazsa, çünkü seçimin kazanılamaması gibi bir ihtimal de var. Halkın nesne olmaktan çıktığı, özne olduğu zeminlerin yaratılmasıyla ilgili ne yapacaksınız?
Bunları konuşuyoruz. Kazanamazsak aldığımız oylara, biriktirdiğimiz güce bakacağız. Seçilecek belediye yönetimine karşı güçlü bir muhalefet öreceğiz. Bunu da halkın kendisiyle yapacağız. Defne’de CHP yüzde 80-90 oyla kazanıyordu. Mafyatik ilişkilerle yönetiliyordu. Çünkü çantada keklik görülen yerlerden biri de Defne. İlçe çiftlik gibi yönetildi. İkinci olursak, biz artık “Böyle yönetemeyeceksiniz” diyeceğiz. Bugüne kadar sol da aynısını yaptı. Seçime kadar bir süreç işledi, seçim sonrası herkes ortadan kayboldu. Biz 1 Nisan’da ihtiyaçlar neyse birlikte yürümeye devam edeceğiz.
İnsanlar depremden sonra dayanışma ilişkilerini gördüler. Yani kim yanlarında kim değil daha net göründü. Bu süreçle birlikte Defne’de ne değişti. İnsanlar politize oldular mı? Seçim ve seçim sonrası dönem sol açısından genişleme kapılarını aralıyor mu?
Sol depremden sonra geniş bir etki alanı yarattı. Erdoğan şehre geldiğinde “Bu halk bize oy vermedi, garip kaldı” dedi. Ancak bu sözün bizde karşılığı yok. Armutlu’da, Saraykent’te, Çekmece’de kimse yoktu. Arama kurtarma faaliyetleriyle başlayan, erzak ve koli gibi ihtiyaçları kendi kendine sağladı. Devrimciler gerekirse kaynak yaratır. Belediyenin borçlarını ödemez. Çünkü öncelik borç ödemek değil. Şehirde içilebilir su yok. Musluktan içilebilir su akmıyor. Damacana su alınamıyor. Bu kadar sorunun olduğu yerde devrimciler çözer, böyle oldu. Bundan sonra da böyle olması için çalışacağız.
‘CHP’YE KARŞI MÜCADELE ETMEK İSTEYENLERİN LİSTELERİNDE CHP’LİLER VAR’
TİP başta olmak üzere bir takım pazarlıklar, ilişkiler konuşuldu. Siz, meclis üyeliği ve benzeri gibi konularda hiç pazarlık yaptınız mı?
CHP ve dışında kalan sol partiler var. CHP adayı Halil İbrahim, Defne’ye dair hayallerinin olduğunu anlatıyor. Görünürde aday değişti ama meclis listelerine bakıyorsunuz eşi listede. Bugün konuştuğumuz kumpas, montaj bunlar olumsuz karşılanıyor. TKP’nin adayı TKP’li değil. CHP’den aday adayı olan insanları kendi listelerine yazdılar. Biz hani yerelde CHP ile de mücadele edecektik. İnsanlar bunun farkında. İlçede güçlü aileleri olanlar da ya TİP ya da TKP listelerinde. Yani temiz seçenek oluşturmak yerine, aynı düzeni devam ettiriyorlar. Sol Parti’nin karşısında birbirine benzeyen partiler var.
‘SAĞLIĞA, SUYA, BARINMAYA ERİŞİM YOK’
Biraz deprem sonrası süreci konuşalım. Temiz hava ve sağlık sorunları, barınma sorunları, Defne’de son durum ne?
Hatay 360 gün kirli hava soluyor. Molozların depolanma sorunları var. İçilebilir su sorunu var. Hatay Tabip Odası’nın raporları var. Kentte içilebilir su yok. HATSU, suyu için diyor ama güvence vermiyor. Kent merkezinde iş makineleri çalışmaya devam ettiği için lağım suları, musluktan akan sulara karışıyor. Enkaz kaldırma ve inşaat çalışmaları bitmediği sürece şebeke ve lağım suları birbirine karışmaya devam edecek. İnşaat şirketleri özensiz çalışıyor. Bu tarz sıkıntılar yaşıyoruz. Hastanenin 2 bin 500 yatak kapasitesi vardı. Depremden sonra 1200’e düştü. Tam teşekküllü hizmet veren hastane bile yok. Aile sağlığı merkezleri yıkıldı. Depremden sonra bir tane bile açılmadı. Birinci derece sağlık hizmeti tamamen çökmüş durumda. Defne’de yaşayanlar birinci derece sağlık hizmetlerine ulaşamıyor.
‘KİMİN KAPISINI ÇALSAK HASTA OLDUĞUNU SÖYLÜYOR’
Peki bu insanlar ne yapıyor, nasıl ayakta kalıyor?
Kimin kapasını çalsak ya kanser ya kalp hastası. Herkes hasta ve giderek de artıyor. Hastaneye gidecek ulaşım yok. Toplu ulaşım yok. Çünkü belediye ilgilenmiyor.
Eğitimde de benzer sorunlar var sanırım.
Gelir kaybından dolayı insanlar servis tutamıyor. 10-12 yaşında çocuklar otostopla okula gitmeye çalışıyor. Aslında bir güvenlik sorunu da var.
Aynı zamanda hukuki sorunlar var. 6306 sayılı yasayla birlikte Hatay müteahhitler için ellerini ovuşturdukları bir yer. Bu kadar sorun varken, adaylık tartışmaları Serbay Mansuroğlu olarak sizi rahatsız ediyor mu?
Rahatsız edici elbette. Hala yok Lütfü Savaş aday oldu, yok çekildi, yok anketlerden birinci çıktı… Solcuların artık halkın dertleriyle dertlenmesi lazım. Koltuk, Defne halkının olursa anlamlı olur. Yoksa Serbay Mansuroğlu’nun oturduğu bir koltuk olursa anlamı yok. O koltuk sorunları çözerse bizce anlam kazanır. Yoksa bütün Defne kaybetmiş olur. Biz kazansak da kaybetsek de Hatay halkıyla beraberiz.